ARAYIŞ NEDİR?
Hayatı ve bütün yaşanmışlıkları karşıma aldım,unutulmaya yüz tutmuş bütün gizemli sırlarımı döktüm masaya tek amacım bir çıkar yol bulmaktı çünkü elde yaşanmaya değer hiçbir şeyi kalmamıştı. Bugünde yarında hep arayış içinde olacak olan bedenim,düşünceme ters düştüğünde kaybettiklerim aklıma gelecek ve içimde kalbimde bir yerlerde var olan savaşa yenileri eklenecek biliyorum.
NASIL BİR ARAYIŞ?
Zoraki bir arayış benim kisi,çünkü geçmişle gelecek arasında bir bağ kuramadan yaşamak ve yaşamaya bir anlam yükleyebilmek gittiği uzak ülkelerden istediğini bulamadan dönen kervancı hüznü kadar soğuk ve ağır bir yüktür
ilk baktığım şeylerden bir tanesi sanırım ne zaman bu hale geldiğim ve o eski beni nerede bulabileceğimdi. Hayat ne kadar yaşanmışlıkları geride bırakıp yok etmeye çalışsa da nokta atışı yapamaz hiçbir zaman,hep küçükte olsa bir iz bırakır.Hele yüreğinize dokunup,beyninizi meşgul etmişse hayattın yapacağı birşeyi yoktur çünkü yaşayan bizleriz,hisseden,gören,duyan,
O verilen fırsatı değerlendirmek hatta doğru bir şekilde değerlendirmek için herşeyi yapmaya hazırım.Kasedi geriye doğru sardigimda gerçekten nerede duracagimi bilemiyorum,çünkü beynim bana şimdi ile o zaman arasında fark olduğunu ve hiçbir zaman eski ben olamayacağımı söylüyor,çok mu geç gerçekten geçen her saniye beni yok mu ediyor?
Bir boşluğun içinde savrulmak,ölümle kalım arasındaki çizgi kadar ince ve bı o kadar da keskindir. Sanki dar ağacı kurulmuş ve geçen her saniye beni oraya doğru yaklaştırıyor,nerden bilebilirdim ki böyle olacağını, Yoksa kendi yakama yapışır ve hesap sorardım kendime.
KALBİNİN İÇİNDEKİ HUZUR
Huzurun gölgesinde ,acıların güneş olduğu bu zaman da. Gidilecek en güzel yerin, kendi kalbi olduğunu bilmez,hep uzakları düşünür insan.İlla en uzak yer olacaksa, en uzak yer ona yakın olan kalbidir.Çünkü çok uzaklaştık hislerimizden ne istediğimiz artık çokta belli değil. Günü birlik yaşadığımız, kalıptan kalıba soktuğumuz düşüncelerimiz, hep eğri duruyor.
Bırakmalı artık insan ,pıhtılaşmış düşünceleri yol vermeli kendine su gibi akmalı diyar diyar gömülmeli bir müddet kalbinin derinliklerine. Bir zamanlar;bir çocuğun büyüdüğü bir yere,ister çamurlarda koşuşturduğun ,ister misket oynadığın,istersen deli gibi sokak aralarında top oynadığın bir zamanda konaklamalı insan. Dünya bu telaşı, dertleri bitmez. hep onu mutlu etmeye çalıştık birazda kendine çalışmalı insan.Tek seferliğine değil her daim gitmeli insan hatırlamalı o güzel yılları ancak o zaman insan gerçekten dinlenebilir.
Sonra dönüp dağlara ,taşlara ve yokuşlara baktı ve aklından şu cümleler geçti. Yüküm sizin kadar büyük ve sizin kadar ağır ve çıkmam gereken bir yokuş var yol verseniz de vermeseniz de bir gün zirveye çıkıp yükümü boşaltıp bir keyif çayı içecegim sırtımı size dayayarak.
Karanlığın içinizde bir yerlerde koşuşturduğu anlarda, her şey yazılıp bitirilmemiştir henüz,işe yarayan tek şey önünüzü aydınlatan bir ışığın ve umudun olması. Sonra her şey baştan yazılıp çizilmeye başlanır ve baş yapıtında sizin adınızın olduğu bir kahramanlık hikayesi tarihin o tozlu sayfalarında yer alır. Yeter ki vazgeçmeyin suyun da bir yerlerde son bulduğunu kuşların da uçarken yorulduğunu unutmayın. Geç kalınmışlığın diz boyu olduğu şu ender zamanda önemli olan yerinde vaktinde o ışığı bulmak sonra her şeyi çorap söküğü gibi ardı ardına çözülmeye başlar.