Bir şiirin hikayesi
Atam Yavuz Sultan Selim Han’ın yazmış olduğu akrostiş şiir tarzına örnek gösterilecek en mükemmel beyit.
Sanma şâhım / herkesi sen / sâdıkâne / yâr olur
Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyâr olur
Sâdıkâne / belki ol / bu âlemde / dildâr olur
Yâr olur / ağyâr olur / dildâr olur / serdâr olur.
Bu beyitte dâhiyane inceliği çözemeyenler; Dizelerin ilk kelimeleri yukarıdan aşağıya okunduğunda aynı dizeyi verir.Bu tarzda yazılan ilk beyit olduğu söylenmektedir. Divan edebiyatında bu özelliğe vezni aher denir.
İran hükümdarı Safevi Devleti’nin kurucusu Şah İsmail Sarayında ünlü şairleri barındırır ve çok iyi satranç oynar. Bunu bilen Yavuz şahın bu özelliğinden yararlanmak ister. Tebdili kıyafetle (gezgin bir abdal kılığında) şahın ülkesine gider. Hanlarda , Kervansaraylarda satranç oynayarak önüne geleni yener. Haber şaha ulaşır. Şah der ki çağırın birde benimle oynasın. Yavuz Şah’ı da yener. Şah sinirlenir ve Yavuz’a der ki: ” sen edep nedir bilmez misin? Hiç şahlar mat edilir mi?”
Yenilginin verdiği nefretle Yavuza bir tokat atar. Şahın kızdığını anlayan Yavuz onu yücelten şiirler okumaya başlar ve saraydan ayrılır. Yavuz yediği tokatın acısını unutmaz. Birkaç sene sonra Çaldıran’da Şah İsmail’i yener ve ona bir mektup gönderir. Mektupta o günkü tokadın acısını aldığını söyler ve ilave eder: ” Atacaksan tokadı böyle atacaksın. “