Türk adı ve anlamı
Türk tarihinin araştırma zorluklarını daha önce değinmiştir. Şimdi de Geçmişten günümüze Türk adı ve anlamı üzerinde duracağız.
Türklerin kadim bir millet oluşu, araştırıcıları Türk adını en eski tarih kaynaklarında aramağa sevk etmiştir. Geçen asırdan beri birçok bilgin tarafından ileri sürülen görüşlere göre, Herodotos (M.Ö V.asır)’un Doğu kavimleri arasında zikrettiği Targita’lar (J.V.Hammer, 1832), “İskit” oturdukları söylenen “Tyrkae”(Yurkae)ler (W.Tomaschek, 1887)
Tevrat’ta adı geçen, Yâfes’in torunu Togharma (J.V.Hammer),1832) eski Hind kaynaklarında tesadüfen edilen Turukha(veya Turuşka)’lar (V. de St.Martin, 1899: J.Marquart, 1901) Thrak’lar (F.Erdmann, 1862) eski Ön Asya çivi yazılı metinlerde görülen Turukku’lar (H.Z.Koşay, 1955) Çin kaynaklarında M.Ö. 1. bin içinde rol oynadıkları belirtilen Tik(veya Di)ler (De Groot, 1921) ve hatta Troia’lılar vb. (GY. Moravcsik, Byzantinische Humanisten über den Volksnamen “Türk”, s.381 vd.) vb. bizzat Türk adını taşıyan kavimleri sanılmıştır.
İslâm kaynaklarında ayrıntılı şekilde nakledilen İran menşeli Zend-Avesta rivayetleri ile İsrail menşeli Tevrat rivayetlerinde “Türk” adı aranmış, Nuh’un torunu (Yâfes’in oğlu) Türk de (Tâberi, Mes’ûdî, İb’ü’l-Esîr, İbn Hurdâdbih, Gerdîzî, Kâşgarlı Mahmud vb.) veya İran rivayetindeki hükümdar Feridun(Thraetaona)’un oğlu Tûrac veya Tûr (Turan burdan geliyor) da “Türk” adını taşıyan ilk kavim gösterilmek istenmiştir.
Türkler uzun bir maziye sahip bulunmakla, hatta “İran-Turan” mücadelelerine ait hatıralarda zikredilen Afrâsyâb (Tunga Alp Er veya Alp Er Tunga) aslında bir Türk başbuğu olmakla beraber, son arkeolojik araştırmalar ve kültür tarihi tetkikleri sonuçlarına aykırı düşen yukarıdaki faraziyelerin “linguistique” bakımından da doğruluğu tespit edilememiştir. Bu kelimelerin bir kısmına göre, Türk adının M.Ö’ki asırlarda dahi bugünkü telâffuzu ile yani tek heceli olarak söylenmiş olması gerekirdi. Halbuki adın tek heceli duruma Gök-Türk çağında (M.S 6-8.asır) geçmekte bulunduğunu Orhun Kitabeleri göstermektedir.
Türk adının geçtiği kaynaklar
Türk adına gerek kaynaklarda gerek araştırmalarda türlü manalar verilmiştir.
- Çin kaynakları: T’u-küe(Türk)=Miğfer Tarih’te ilk kez Çin Kaynaklarında.
- İslâm kaynakları: Trk(Türk)= Terk edilmiş => Arabeskliğimiz bundan kaynaklanıyor 🙂
- Kaşgarlı Mahmud:Türk=Olgunluk Çağı
- G.Nemeth ve diğer kaynaklar: Takye=Deniz kıyısında oturan adam;cezbetmek.
- A.Wambery ki geçen yüzyılda ilmî izaha doğru ilk adım kabul edilen fikrine göre
Türk kelimesi “türemek”ten çıkmıştır. J. Deny(1939) de bunu destekler. - Türk tarihçisi Ziya Gökalp ise Türk kelimesine “türeli”(kanun ve nizâm sahibi) diye açıklamıştır. W.Barthold’un (1927) düşüncesi de buna yakındır.
- Kelimenin Törük>Türük>Türk şeklinde gelişmesini mümkün görmeyen ve bir kabile adı olmadığını belirten G. Doerfer(1965)’e göre Orhun Kitabesindeki “Türk” tabiri daha ziyade “devletin esas halkını teşkil eden millet” “Staatsvolk” manasına gelmektedir.
Tarihte ilk kez devlet adı olarak kullanan Göktürk Devleti. - Türk sözünün cins ismi olarak “güç-kuvvet” manasına geldiğini (sıfat hali güçlü-kuvvetli) Uygur metinlerinde geçtiğini F.W.K.Müller, Uigurica II, S.10-97 de söylemiştir.
- Coğrafi bir yer adı olarak “Türkiye”(=Turkhia)tabirine ilk kez Bizans kaynaklarında rastlanmaktadır. O asırda “Türkiye” tabiri Orta Asya için kullanılıyordu. (Manandrod) 9.10 asırlarda Volga’dan Orta Avrupa’ya kadar olan sahaya bu ad verilmekteydi. (Doğu Türkiye =Hazarın ülkesi, Batı Türkiye=Macar ülkesi) 13.asırda “Türk Devleti” zamanında Mısır ve Suriye’ye “Türkiye deniliyordu. Anadolu ise 12. asırdan itibaren “Türkiye”(Turcia) olarak tanınmıştır.