Hayvan Çiftliği Kitap Analizi
Adından da anlaşıldığı üzere başkarakterleri tamamen hayvanlar olan bir kitap olan hayvan çiftliği adlı kitap ilk 1945 yılında basılmıştır. Yazarı aslında çoğumun hemen hemen duyduğu İngiliz yazar George Orwell’dır. Bir diğer tanınmış kitabı ise 1984 adlı eseridir. Kitap aslında insan aklına sığdıracak şekilde baktığımızda hayvanlara yüklenen karakterler, yaşadıkları hayatlar pekte insan aklına ve mantığına uyacak bir durumda değildir. Tabi burada en başta düşünmemiz gereken şey bunun bir kitap olduğunu ve roman eseri olduğunu unutmamak gerekiyor. Yazar bu romanda aslında hayvanların yaşadıkları hayatı anlatmış gibi görünse de eserde daha başka bir mesaj verilmektedir. Kitap başlı başına bir sosyalizm eleştirisi üzerine inşa edilmiş ve bu konuda çokça mesajlar vermektedir. Kitap genel itibariyle akıcı bir dil üzerine kurulmuş ve anlatılan olaylar resimle desteklenerek gözle canlandırmayla anlatım desteklenmiştir. Mesaj olarak eşitlikçi bir toplum oluşturulmasını hissettiren, sömürgeciliğe kapitalizme ve küreselciliğe karşı bir mesajlar verilmektedir.
Kitabı özetleyecek olursak;
Kitapta çeşitli bir hayvan topluluğu vardı. Başlarında ise bir insan vardır. İsmi ise Bay Jones. Hayvanlar çiftlikte beraber yaşadıkları, onlardan sorumlu olan insandan çokça rahatsızdırlar. Yaşamlarını İngiltere de geçirirler Aslında hayvanlar en temelinde onu kendilerini sömüren biri olarak görmeye başlarlar. Sürekli Bay Jones’e karşı bir başkaldırı düşüncesi mevcuttur ve en sonunda bu başkaldırıyı gerçekleştirip Bay Jonesi çiftlikten kovarlar ve böylece çiftlikte bir devir kapanmıştır. Daha sonra başa önder seçtikleri 2 Domuz geçer Nopolyon ve Snowball adlı domuzlardır. Daha sonra bu domuzlar birbirlerini çekemeyerek bir iktidar savaşı içerisine girerler. Tabi bu sırada çiftlikte genel olarak uygulanacak bir Yedi Emir ortaya çıkmıştır. Bu emirler eşitlik barış ve huzur nitelikli emirlerdir. Tabi bu emirler ne kadar ilan edilse de bir süre sonra bu çiftlik artık tıpkı insan yaşamına dönmeye başlamış liderler yedi emirin dışına çıkarak bir hayat sürmeye başlamışlar. Çiftlikteki eşitlik, barış, huzur ilkeleri artık yerini kaybetmiştir. Kitabın sonunda ise şu cümle her şeyi açıklamaktaydı.
‘Hayvanlar bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor ama onları birbirinden ayırt edemiyorlardı. Aslında bu son cümle yaşamın ne kadar kötü bir durumda olduğunun göstergesiydi. Değişmesi gereken neydi tam olarak? İnsanlar mı yoksa dünya mı? Ya da başka bir şey mi?
Ney değişirse değişsin kim değirse değişsin. Değişmeyen tek gerçek var ki dünya üzerinde eşitlik barış ve huzur yer yüzünde hiçbir zaman hakim değildi ve olmayacak.