İngilizce nasıl öğrenilir?
Daha önce sizlere ingilizce öğrenme siteleri ve ingilizce öğrenebileceğiniz uygulamalarını paylaşmıştık. Bugün sizlere bahsedeceğim mucize yöntemle;
- 1 ayda sular seller gibi ingilizce konuşacaksınız. 🙂
- Bir haftada uykuda ingilizce dinleyerek çalışmadan öğrenebileceksiniz 🙂
- Kraliçe Elizabeth kadar olmasa da Manchester’lı David kadar konuşabileceksiniz 🙂
İngilizceyi öğrenmeyi öğrenme 🙂
Bundan 10 yıl önce ciddi ciddi ingilizce öğreneceğim dediğim ilk zamanlarda 1-2 yıl yaptığım en büyük hatayı baştan söyleyeyim. Dil öğrenirken bu neden böyle, bu mantıklı değil gibi sorgulamalardan uzak durmak lazım. Her dilin olduğu gibi İngilizcenin de kendine has doğal bir dil yapısı var. Kalıpları olduğu gibi kabullenir ve o şekilde öğrenip geçerseniz o kadar huzur dolu bir öğrenme gerçekleştirirsiniz ki anlatamam 🙂 Aksini yaparsanız sürekli bu neden böyle bu mantıksız deyip vakit kaybeder hevesinizi yitirebilirsiniz. Benden söylemesi.
- Başarının zıttı başarısızlık değildir. Başarısızlık sadece bir başarma sürecidir. Bu girişimcilikte de böyledir.
- Unutmayın! “Mükemmel” diye birşey yoktur, hep “daha iyisi” vardır. Bir bebek nasıl yüzlerce kez düşmeden yürümeyi öğrenemezse, yüzlerce kez tuhaf sesler çıkarmadan konuşamazsa biz de hata yapmadan ingilizceyi öğrenemeyiz.
- Detaylara girmeden önce işin anahtarı süreklilik! Az da olsa günlük mutlaka ingilizce çalışmak.
Günlük Tekrarların Önemi
Her gün 30 dakika çalışan biri ile haftada 1 gün 3.5 saat çalışan biri aynı olamaz. Önemli olan İngilizcenin hayatınızın bir parçası haline gelmesi. Tıpkı Türkçe konuşmak, diş fırçalamak gibi. Her gün 30 dakikasını ayıran biri birgün gramer çalışıyor birgün ingilizce uygulamalarda sohbet ediyor birgün ingilizce altyazılı dizi izliyor, birgün voscreen de pratik yapıyor bir de bakıyor ki aradan 5-6 ay geçtikten sonra belirli bir seviyeye gelmiş. Bu iştah arzu ve istekle günlük 1 saat seve seve ayırmaya başlıyor. Artık onun için bu yarım saat 1 saat o kadar keyifli ve hızlı geçiyor ki.. Aradan 1 yıl geçtikten sonra ingilizce sayesinde yurt dışı işler yaptığını görünce veya işiyle ilgili yabancılarla iletişim kurup yükseldiği zaman artık ingilizce onun hayatının bir parçası haline geliyor. Herşey günlük hergün …. dakika/saat çalışacağım demekle başladı. Başlamak bitirmenin yarısıdır diyor Albert Eninstein. Siz de artık başlayın. Geç kalmayın. İngilizce artık yabancı dil değil. Dünya dili. Ortak dilimiz. Ha bu arada unutmadan söyleyeyim. Başladıktan sonra belirli bir seviyeye kadar işler güzel gidecek. İlerlediğinizi, anladığınızı hissedeceksiniz. Ancak belirli bir seviyeye geldikten sonra gelişim durdu zannedeceksiniz. Çağrı Menteş hocam bu durumu öğrenme eğrisi olarak açıklıyor.
İlk 3 ay cicim ayları diyor 🙂 İlk başta herşeyi anlar, hızlı öğrenirsiniz. Ardından 3-5 ay sonra yavaşlar hatta durma noktasına gelir. Adeta hiçbir şey öğrenmiyorum dercesine 🙂 İlerleme olmaz. Moraller bozulur, vazgeçmeyi düşürsünüz. DÜŞÜNMEYİN! VAZGEÇMEYİN! Aynı tempoda çalışmaya devam edin. Hâlâ öğreniyorsunuz ama eskisi kadar hızlı değil ve bir eşik var. Öğrenme eşiği orayı geçtikten sonra yine tam gaz öğrenmeye devam edeceksiniz. Bu kodlama, müzik aleti çalma tüm diller ve yetenekler için geçerlidir. Unutmayın! Ne kadar çok okursanız, O kadar iyi yazarsınız. Ne kadar çok dinlerseniz, O kadar iyi konuşursunuz!Bu kodlama, müzik aleti çalma tüm diller ve yetenekler için geçerlidir.
İngilizce eğitim satın alırken dikkat!
Piyasadaki kursları, internette satılan tuhaf ingilizce eğitimleri görünce yazıya böyle bir girizgâh yapma ihtiyacı hissettim. İngilizce kurslar, özel dersler iyi bir motivasyon kaynağı olabilir, ekstra destek verebilir ancak bir insana ingilizce öğretebileceğine inanmıyorum. Zira şimdiye dek özel ders dahil olmak üzere 3 adet ingilizce eğitim seti aldığım halde ilk başta hevesle başladığım halde bir süre sonra çalışmayı bırakınca her şey uçup gitti.
İngilizce Öğrenenlerin Hikayeleri
Bir İngiliz’in Almanca’yı Almanca eğitim kitabından 5-6 ay düzenli çalışma ile öğrendiğini,- İnternette Kore sitelerinde bir Türk’ün Korece’yi küçüklüğünden beri izlediği dublajsız Kore dizilerinden öğrenerek konuştuğunu ve anladığını biliyor musunuz? Tabi yazma ve okuma biraz sorun olabiliyor.
- Oyunların bölümlerini geçmek için oyundaki tüm kelimeleri ezberleyip telaffuzlarını öğrenen bir İspanyol’un iyi derecede ingilizce öğrenmesi.
- Perçin hocanın kitabından bir örnekle bitirelim: ” İtalyan arkadaşları olanlar bilirler. İngilizceyi çok belirli bir aksan ile konuşurlar. Yakın arkadaşım Mario ise İtalya’da doğup büyümesine rağmen akıcı ve harika İngilizce aksanla hepimizi etkiliyordu. Bunu nasıl yaptığını sorduğumda “Çalışmanın üstüne izlediğim diziler ve filmler en önemlisi BBC’yi birleştirince ortaya bu çıktı” demiş.
Yılbaşında internette az çok herkesin tanıdığı “Çağrı Hoca” nâmı diğer Çağrı Menteş’in 2019’da İngilizce’yi hallediyorum challenge’ını satın aldım. Challenge diyorum çünkü klasik online ingilizce eğitim setlerinden farklı. Derslerin tamamını tek seferde vermiyor. Her gün Grammar, Reading, Writing, Speaking konularında 1 eğitim videosu sistemde aktif hâle geliyor. Böylece sizi devamlı olarak eğitimlere devam etmeye teşvik ediyor. Eğer içinizde ingilizce öğrenimini hayatınızın bir parçası(yemek, içmek, uyumak vb. gibi) haline getirecek çok sağlam nedenleriniz varsa bu eğitim seti ile ingilizce öğrenmeye başlayabilirsiniz. Çağrı Hoca kitap ile birlikte Perçin İmrek’in “İngilizce Öğrenmeyi Öğreniyorum” kitabını göndermiş.
Özer Kiraz Hoca
Özer hoca ilk internette karşıma çıktı. Bundan 5-6 yıl önce Çağrı hocamın 60. dersinde Simple Present işlerken Youtube önerilerinde gördüm Özer hocayı. Görüş o görüş. Ardından önce Youtube dersleri ardından İngilizce Tüm Gramer Konularını Anlattığı Konu Anlatımı, Çeviriyle Öğren 1, Çeviriyle Öğren 2, Neden Böyle Çevirdik? Phrasal Verbs kitapları derken 4-5 ayda bitirdim. Sonra Udemy eğitimlerini de satın alıp 110.derse gelip bitirdim. Eğer hâlâ Özer hoca ile karşılaşmadıysanız mutlaka denemenizi öneririm. İngilizceyi o kadar keyifli ve farklı bir üslupla anlatıyor ki eski bir eğitimci ve öğretmen olarak beni şaşırttı.İngilizce öğrenme teknikleri
Bu kitabı mutlaka okumalısınız. Ben gelir gelmez başladım aynı gün bitirdim. Emin olun başladığınızda siz de bitireceksiniz ve İngilizce öğrenmek için gerekli nedenleri, içinizdeki heyecan, iştah ve isteği bulmanızı sağlayacak çalışmaya başladıktan sonra sürekliliği sağlamanızda çok faydalı olacak bir eser yazmış. Burdan teşekkür edelim Perçin hocaya ellerine sağlık hocam.Kitapta kurduğu çok güzel bir cümle var:
“Sadece İngilizce değil herhangi bir alanda “ben oldum” demek bir insanın düşeceği en korkunç hatalardan biridir. Tarihte ve günümüzde bunun birçok örneğini gördük maalesef ve göreceğiz de.
İngilizceyi öğrenmek için nasıl çalışmalı? İngilizceyi ekstra bir iş olarak değil diş fırçalamak, yemek yemek ya da uyumak gibi hayatınızın bir parçası haline getirin diyor Perçin hocam. Böylece bir kaç sene sonra artık kitapları okurken sözlüğe daha az bakacak insanlarla konuşurken daha az düşünecek, daha az hata yapacaksınız diyor. 1 aydır uygulayan biri olarak şunu açıkça söyleyebilirim haklı 🙂 bu arada bu yazı için ne Çağrı Menteş’ten ne de Perçin Irmak’tan herhangi bir şey almadım. Haberleri bile yazıyı paylaştıktan sonra olacak 🙂Çağrı ve Perçin hocalardan sonra nasıl ingilizce çalışıyorum?
1 aydır her gün düzenli olarak 30-45 dakika arasında ingilizce ile vakit geçiriyorum 🙂 İyi bir ikili olduk. Çalışıyorum demiyorum. Çünkü onunla takılıyorum. Tıpkı günlük buluştuğum iş arkadaşlarım, eşim, çocuğum gibi. Günün belirli bir bölümünü onunla geçiriyorum.
Günlük ingilizce rutin çalışmalarım;Her gün sabah 30 dakika Çağrı Hoca’nın yayınladığı 2019’da İngilizceyi Hallediyorum paket‘indeki writing, reading, listening, speaking eğitimlerine çalışıyorum. Readingleri şu şekilde çalışıyorum.
Önce metni sesli bir şekilde okuyorum(kelimelerden bazılarını anlamasam bile Ardından cümle cümle anlamlarını düşünerek sesli olarak okuyorum. Cümle içindeki yeri ve diğer kelimelere bakarak anlamını çıkarmaya çalışıyorum. En son bilmediğim kelimeleri defterime yazıyorum. Anlamlarına sözlükten bakıyorum. Tekrar anlayamadığım cümleleri kelime anlamları ile düşünerek anlayabiliyorum.
- Pazartesi sabah 15 dakika Özer Kiraz gramer tekrarı ve Çeviriyle Öğren’de 10 cümle çevirisi
Salı günü 15 dakikalık ingilizce storyler dinliyorum. Sonraki 15 dakika ses kayıt cihazını açıp Özer hocanın veya elimdeki chapterları seslendirip kayıt altına alıyorum. 60.ses kaydım ile 1.ses kaydım arasındaki fark muazzam 😀
(Youtube’da veya internette seviyenizi yazarak size uygun story bulabilirsiniz.)Çarşamba günü 30 dakika altyazılı ingilizce dizi/fiilm izliyor ardından Dualingo, Memrise, Lingualeo veya Cake dan 15 dakikalık çalışma yapıyorum.
Perşembe günü 15 dakika voscreende videolar izliyor hemen arkasından Speaky, italki, HelloTalk veya Lingbe de tekrar yapıyorum. Para durumum iyi olursa 1 ay Cambly deniyorum 🙂
Cuma günü 30 dakika kitap okuyorum. Sonra 15 dakika okuduğum kitapta geçen ve hafta içinde öğrendiğim kelimeleri Quizlet’e giriyorum.
Cumartesi leri 30 dakika Instagram, Facebook, Twitter, Teknotr.com/en ingilizce teknoloji blogunda ve Whatsapp durumda ingilizce birşeyler karalıyorum.
Pazar günü haftalık öğrendiğim kelime tekrarlarını yapıyorum.
Bonus: Ayrıca sabahları işe gidip gelirken BBC ve CNN dinliyorum.
İngilizce kelime ezberleme yöntem ve teknikleri
Tüm bunları yaparken Çağrı hocamın verdiği tüyolar neticesinde bir kelime defteri yaptım. Böylece not aldığım kelimeleri haftada bir tekrar edebileceğim bir düzenek oluşturdum. Quizlet ile oluşturduğum kelimeleri online haftalık tekrar ediyorum. Gördüğüm en faydalı uygulama. Çağrı Hocadan önce Quizleti bilmiyordum. Bunların dışında reading pasajlarını okurken online sözlük kullanıyorum. Hem daha hızlı hemde telaffuzu dinleyebiliyorum. Yine Çağrı hocanın tavsiyesi; İngilizce Türkçe sözlük için tureng.com, İngilizce İngilizce için collinsdictionary.com kullanıyorum. Kelime değil de cümlecik (phrase) ya da cümle bakacaksam Google translate kullanıyorum.Perçin Hoca’nın çok güzel tespitleri var kitabında. Çok fazla spoiler vermeyeyim. Lâkin şu sözleri aklımdan gitmiyor:
“Mükemel İngilizce” diye birşey yok. Siz de hiçbir zaman mükemmel konuşmayacaksınız, ben de konuşmayacağım, İngiltere kraliçesi II.Elizabeth de konuşmayacak 🙂 Perçin Hoca
Gerçektende mükemmeliyetçilik yapmamak lazım. Özellikle ingilizce kalıpları sorgulamadan, mantık aramdan kalıplarıyla birlikte dilin doğası gereği kabul etmeliyiz. Bence kurallara takılıp kalmayın. İngilizce ve diğer diller içinde geçerli (özellikle Arapça, Almanca, Rusça ve diğerleri) Aksi halde bir sonraki aşamaya geçemiyor boş yere canınızı sıkıyorsunuz. Dil ile ilişkinizi akışına bırakın ve ona asla ihanet etmeyin 🙂 çünkü ihaneti asla kabul etmiyor.
Perçin İmrek kitapta ingilizceyi alışkanlık haline getirmemiz gerektiğinden bahsediyor. Kişisel gelişim kitaplarında hep 21 ila 40 günü duymuşsunuzdur. Bunlardan bahsediyor. Ancak daha ilginç birşey de söylüyor:
İngilizce kısa sürede öğrenilir mi?
Bir öğrendiğimiz birşeyi sürdürdükçe beyin altyapı çalışmalarına devam eder. Bir süre sonra merkezle kurulan bu bağlantı bilginin beyinde dolanmasını ve gerekli yerlere iletilip kullanılmasını sağlar. İlk başlarda ince ve zayıf olan bu nöron bağı pratik yaptıkça çalıştıkça gitgide kalınlaşır. Bilgi aktarımı hızlanır ve kuvvetlenir.Perçin hoca mutlaka bilimsel bir çalışmanın neticesinde bunu söylüyor. Zira aynı şeyi hayatımızın bir çok yerinde yaşıyoruz. Arabayı ilk öğrenmemiz ile 3 yıl sonra kullanmamız ya da ilk bağlama çaldığımız gün ile 2 yıl sonraki bağlama çalışımız birbirinden çok farklı. Bu da yukarıdaki bilimsel çalışma ile ilgili.
Neden ingilizce öğrenmeliyiz?İngilizcenin lüks veya gereklilik değil zorunluluk olduğu bir dünyada hayat kalitemizi bir üst seviyeye çıkartacak, bilgi kaynaklarının kapılarını sonuna kadar açacak bu dili öğrenmeliyiz. Dünya ile iletişim kurmamızı sağlayıp iş ve kişisel hayatımızda yeni imkanlar tanıyacak ingilizceyi öğrenmenin en etkili yolu onu günlük hayatımızda sıradan yaptığımız işlerden biri haline getirmek.
Kitapta dikkatimi çeken konulardan biri de sadece bir kitaptan italyanca öğrenen çocuk, pembe dizileri dublajsız ispanyolca izleyen ve sonrasında çok iyi derecede ispanyolca konuşup anlayan kız, İzlediği diziler, filmler ve BBC ile iyi bir aksanla ingilizce konuşan italyan çocuğun hikayeleri.İngilizce öğrenmek oyunlaştırılabilir mi?
Kitapta beni en çok cezbeden şey hikayeler. Özellikle whatsapptan yabancı arkadaşlarla sürekli ingilizce yazışan Semiha ablamızın Instagram hesabı açıp orada düzenli olarak ingilizce paylaşım yapma fotoğrafların altına ingilzice “caption” lar yazıp ingilizce etiketlerle paylaşması ve kelime dağarcığını genişletmesi. Rafet’in RPG (Role Playing Game) oyunu ile kendini sürekli geliştirmesi. Yine onun hikayesi ile Aegee.org sitesinin varlığından haberdar oldum. Ayrıca dil öğrenirken dijital veya fiziksel farklı materyaller kullanmanın önemini de anladım.Kitapta her satırın altını çizerek okuduğum ve not aldığım bir hikaye vardı: Çağrı Hoca’nın hikayesi 🙂
Çağrı Menteş’in dediği gibi akıllı cihazlar (tablet, laptop, telefon) tıpkı bedenimize aldığımız besinlerin bizi sağlıklı veya hasta yapması gibi beynimize aldığımız içerikler de bizi sağlıklı ya da hasta yapabilir. Burada önemli olan teknolojiyi nasıl kullandığımız. Araç olarak mı kullanıyoruz? amaç olarak mı? parayla olan ilişkimiz gibi yaniÇağrı hocanın ingilizce öğrenenlere altın nasihatleri
Özetle ingilizce öğreniminde en önemlileri şunlar; Süreklilik; Süper Lise okuyan nesil 1 yıl 7/24 ingilizce hazırlık okudular. Ancak üniversiteden mezun olduklarında çok azı ingilizce biliyor. Bunun en önemli nedeni süreklilik. İngilizceyi hayatlarının bir parçası haline getirmemeleri. Burada Çağrı hocamız yurtdışına göçüp senelerce orada kalan insanların türkçelerinin bir süre sonra bozulmasını örnek gösteriyor. Çağrı hocamızın hikayesinden çıkardığım en önemli ders: 1. Az da olsa düzenli bir şekilde İngilizce içerik tüketin. 2. Her gün düzenli olarak en az 15 dakika çalışın. Günlük 15 dakika düzenli ve her gün çalışmanız haftada 60 dakika çalışmanızdan kesinlikle daha etkilidir. 3. Benim tavsiyem 🙂 Az da olsa düzenli ingilizce içerik üretin. İngilizce, programlama, verimlilik, dersler, kitaplar online birşey alırken size ne kazandırıyor ona bakın. Eğer size para, zaman kazandırıyor birde sizi geliştiriyor kariyerinize işinize kişisel gelişiminize katkı sağlıyorsa hiç çekinmeden para harcayabilirsiniz. Çağrı hocamın aylık kitaplarına harcadığı para kıyafetlerine harcadığı paradan fazlaymış. Keşke tüm Türkiye böyle olsa. Kitaplara diğer eşyalara harcadığımız paralardan daha çok para harcasak.İngilizce öğrenmenin sırları
Use it or lose it, yani bizdeki bakarsan bağ olur bakmazsa dağ olur ya da işleyen demir paslanmaz deyimleriyle yaptığı motivasyon da çok faydalıydı. Hocamız der ki diller okuma-reading, yazma-writing, dinleme-listening ve konuşma-speaking olmak üzere 4 ana bileşenden oluşur. Hangi yeteneğinizi ne kadar kullanırsanız o yeteğiniz o kadar gelişir.
Bu yetenekler sürekli birbirlerini ikili olarak destekleyip geliştiriyor. Örneğin, ne kadar çok okursanız, o kadar iyi yazabiliyorsunuz, ya da ne kadar çok dinlerseniz o kadar iyi konuşabiliyorsunuz. Kullanmazsanız zamanla o özellik yok oluyor.
Eski bir İngilizce öğretmeni olan korku romanları yazarı Stephen Hawkingi tam zamanlı yazar olmaya karar verdiğinde göl kenarına yerleşiyor ve günde 4 saati okuyor, 4 saat yazıyor. Yine usta tarihçilerimizden Halil İnalcık ve Fuat Sezgin’i düşündüğümüzde üretkenliğin nedeni ortaya çıkıyor.
Neden ingilizce konuşamıyoruz?
Coğrafya kaderdir
[highlight color=”black”]Çağrı Hocanın Ortadoğu ve Orta Asya toplumları için yerinde bir tespiti var. Ortadoğu ve Asya kültürlerinde konuşmaya dayalı eğitimler yürümüyor. Biz bu coğrafyanın insanı olarak utanıyoruz. Çünkü kültürel olarak hata yapmaktan korkuyoruz. Hata yaptığımızda biri düzeltince içten içe alınıyor kızıyoruz. Ama biraz kafa yorup zorlayınca üstesinden geliyoruz. Siz gramer hatası yapınca kimse sizi aptal sanmayacak. Kimse size gülmeyecek. Aksine takdir edecek. Yabancı birinin çat pat türkçe konuşmaya çalıştığını düşünün. Yaptığı hatalara takılıyor muyuz. Aksine hoşumuza gidiyor. O zaman başkası niye sizin hatalarınızı taksın. Merak etmeyin kimse eve gittiğinde sizin hatalarını hatırlamayacak bile :)[/highlight]
Son olarak burada en önemli noktalardan biri dinlemek ve okumak. Bu ikisiyle başlamak önemli. Önce yabancıları dinlemek uzaktan izlemek nerelerde gülüyorlar, hangi cümleleri kuruyorlar kültürlerini, yaşayış biçimlerini anlamak bol bol okumak çok faydalı oluyor. Zaten yurtdışına gidenler hem maruz kalmaktan hemde bundan çabuk öğreniyorlar.
İngilizce öğrenmenin faydaları
İngilizce bilmemenin en kötü tarafı sevdiğiniz konularda sınırlı kaynaktan yararlanmak zorunda olmanız. Örneğin bilim-teknoloji, tarih ve kültür alanlarında araştırmayı, okumayı yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum. Bunları hikayeleştirerek bloglarımda yazmaya ise bayılıyorum 🙂 Ancak karşıma çıkan kaynakların %90’ı ingilizce ve tam anlamıyla bir derya. Bu deryadan faydalanmalı mı? yoksa küçük bir gölde olduğun yerde saymalı mı? İşte bu benim ingilizce öğrenme nedenim. Bu nedeni bloggerlığa başladığım 2005 yılından bu yana bilsem de itici güç olarak kullanıp sürekli olarak ingilizceyi hayatımın bir parçası haline getirmem bu eğitim ve kitaplar vesilesiyle oldu. Burdan Çağrı Menteş, Özer Kiraz ve Perçin İmrek hocalara tekrar teşekkür ediyorum.
İngilizce bana şu an dünyadaki milyonlarca kitap, makale, video vb. yazılı ve görsel içeriğin kapılarını açtı. Çalıştığım iş şeklini değiştirmemi, aileme daha çok vakit ayırmamı ve yeni fırsatlara yelken açmamı sağladı. Tabi ki ingilizce için bu öğrenme süreci hayatım boyunca sürekli devam edecek. Dahası gramerini 15 yıldır çalıştığım gramer, listening ve writingi iyi olan arapçayı öğrenmemde yeni ufuklar açtı. Kim bilir belki yanına tarihçiliğin gerekliliği olarak bir dil daha ekleyebilirim 🙂
İngilizce öğrenmekle ilgili son olarak
Çağrı, Özer ve Perçin ve daha adını sayamadığım birçok ingilizce eğitmeni büyük emek verip yıllarını ingilizceye adamışlar. Hatta birçoğu Youtube’da saatlerce ders anlatmışlar. Bu dersler hala hocaların kanallarında ücretsiz 🙂 Gerçekten bize vermek istedikleri şu: Yeme-içme, uyuma, gezme, oyun, internet gibi ingilizceyi günlük düzenli olarak hayatımızın bir parçası haline getirip yaşamımıza bu şekilde devam edebilecek nedenleri bulma. 7 aydır İngilizceyi hayatımın günlük bir parçası haline getirdim. Hergün nasıl su içiyor, uyuyor, yemek yiyor, araba sürüyor, ailemle vakit geçiriyorsam ingilizceye de ortalama 45 dakikamı ayırıyorum. Bir süre sonra günlük sıradan yaptığım işlerden biri oldu. Onu yaptığım aklımın ucundan bile geçmiyor. Artık Fethiye’de turistlerle konuşup anlaşabiliyor Teknotr.com ve projelerim için ingilizce kaynakları okuyup içerik üretebiliyorum. Hem iş, hem arkadaş hemde hayatımda güzel gelişmelere vesile oldu. Darısı cümlenizin başına selamlar…