Dostoyevski Yer Altından Notlar Kitabında derki
‘Çevrenize bakın bir kere: Kan gövdeyi götürüyor, hem de keyifli keyifli, şampanya gibi akıyor.’ Ve ekler ‘Medeniyet neyimizi yumuşatmış? Medeniyetin insanda duygu çeşitlerini arttırmaktan başka bir işe yaradığı yok. Duygularının çeşitlenmesiyle insan işi kan dökmekten zevk almaya kadar vardırabiliyor.’
Fyodor Dostoyevski, Yer Altından Notlar
Medeniyet Nedir?
Medeniyet Neler Getirdi Bize? Fazlasıyla doğru değil mi? Bizler neler yapıyoruz bu hayatta, nasıl yaşıyoruz, ne için yaşıyoruz. Bunları hiç düşündük mü? Çocukluğumdan beri duyuyorum bu sözcüğü hangi sözcük diye soracak olursanız hemen belirteyim, ‘Medeniyet’, yaşadığımız bu hayatta bizler mecburi olarak medeniyet kavramına yaftalanıyoruz. Evet bilerek yaftalanıyoruz diyorum. Sokaktan geçen bir insana soralım medeniyet nedir diye kısmen çoğu kişi aynı cevabı verir. Aslında doğru da cevap verir. Peki ikinci bir soruyu soralım bizler bir medeniyete uygun mu yaşıyoruz.
Tahminimce ilk soru kadar aynı oranda doğru bir cevap gelmeyecek. Hani hep derler ya medeniyetsiz diye kimisi kızgınca kullanır kimisi espri, mahiyetinde kullanır. Buraya kadar anlattıklarımda sanki medeniyet aslında olmayan bir şeymiş gibi durum ortaya çıktı değil mi?
Aslında derdim, kastettiğim bu değil, derdim var olan bir şeyi başkalaştırıp varmış gibi başka bir şekilde yaşıyoruz. Aslında tamda anlatmak istediğim bu. Bizler bu çağda medeniyeti yeni öğrenen, medeniyetin öğrencisi konumuna getirildik. İtirazım bizler bunu yeni öğreniyormuş gibi olmamıza. Geçmişe dönüp baktığımızda medeniyeti İslamiyet’le birlikte peygamber efendimizle yazdık. Atalarımız zamanında da gelecek nesillere öğretmenliğini yaptık. Şüphesiz İslam medeniyetinde ahlak, namus, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti çok önemlidir.
Zaten baktığımız zaman bu kavramlar evren olarak var olan ve saygı duyulması sahip çıkılması gereken kavramlardır. Sonra bir anda hayatımıza batı medeniyeti yer aldı. O halde neden bir batı medeniyeti girdi hayatımıza? Nedir bu batı medeniyeti? Medeniyet tek bir kavram mıdır yoksa birden fazla medeniyet türü mü var? Bu demektir ki herkes kendi medeniyetini kursun. Karıştırmamak gerekir ki medeniyet bir örf adet bir gelenek görenek değildir. Varlığımızın yegâne gayesi olan İslamiyet bize bir medeniyet kavramını zaten bırakmıştı. Peki batı medeniyeti bize neler bıraktı. Daha mı çok okuyan, bilen, kültürlü, daha vicdani ve insancıl bir duruma geldik.
Batı Medeni mi? Yoksa Medeniyetsiz mi?
Yoksa tam tersimi oldu diye sormuyor değilim. Varsın öyle olsun diyemeyeceğim. Çünkü gün geçmiyor ki hayatımızda her gün yeni bir aforizmalar girmekte. Bizler yeni çağ medeniyet öğrencisi olarak bize verilen ödevleri harfi harfine yapıp sınavdan başarıyla geçiyoruz. Merakla heyecanla batıdan bize yeni ödevler verilsin diye bekliyoruz. Türlü türlü değişik tarzda kelimeler cümleler kurduğumuz yeni düzende yine aynı şekilde neredeyse nefes almanın bile bir değişik psikolojik rahatsızlığı ortaya çıktığını görüyoruz. Zorunlu dayatmalarla sözde medeniyet insanları olduğumuz çağda şüphesiz ki insanlık olarak çokça tartışılır durumdayız.
Medeni bir toplum nasıl olunur?
İnsanları katletmek, öldürmek, yeni dünyada öldürmenin çeşitli yollarına çeşitli psikolojik rahatsızlıkları bahane etmek, küçücük çocukları bombalar silahlar altında öldürmek yaşadığımız medeniyet kavramımızın içinde bulunan sözde medeni davranışlardan olarak görülmekte. Bizler yaşadığımız merakla, heyecanla bir şeyler beklediğimiz, beğendiğimiz medeniyet toplumunda bunlarda rahatsız oluyor muyuz? Sorsan herkes rahatsız ama kimse yaşadığı hayatı, toplumu değiştirmeye yönelik bir şeyler yapmaz. Sizlere yazımı bir itirazla ve merhum Mehmet Akif Ersoy’un istiklal marşımızda geçen bir dizeden örnek vererek bitiriyorum. İtiraz ediyorum efendim batı medeniyeti denen bir şey yoktur! Diyor ki merhum Akif ‘Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.’