Tarihi şahsiyetler üzerinden kavga
Türkiye’de siyasi olarak karşı görüştü yer alanlar her daim bir tartışma içinde olmuştur. İktidar ile muhalefetin doğası gereği doğru bir üslûp ile olursa gayet tabidir. Lâkin tarihi şahsiyetler üzerinden kavgayı ne zaman bırakacağız?
II.Abdülhamid‘i sevenler Atatürk’ü sevenlere Atatürk’ü sevenler II.Abdülhamid‘i sevenlere bin bir türlü hakaret ediyor. Yakışıksız sözler, karşılıklı karalamalar, iftiralar almış başını gidiyor. İnönü’yü, İttihatçıları, Jön Türkleri sevenler padişahlara, padişahlara gönül verenler diğerlerine, her iki tarafta küfre varıncaya dek birbirlerine kötü söz söylüyor. Lâkin ne demiş atalarımız “Kem/kötü söz sahibine aittir.” dolayısıyla bu şekilde yapılan her davranış kişilerin birbirlerini kırmaktan başka bir işe yaramaz. Biz bu boş kavga ve tartışmalarla avutulurken adamlar bilim ve teknikte bize tur bindiriyor.
Tarihi şahsiyetler “fâni dünya” içinde Hz.Allah’ın kendilerine takdir ettiği ömrü tamamlayıp bu âlemden göçüp gittiler. Yaptıklar icraat ve faaliyetler tarihçiler tarafından yazılıyor. Belgeleriyle ortaya koyarsınız. Herkes kendi vicdanında karar verir. Kimseyi sevmek zorunda değiliz. Ancak insan olarak kimseye küfretme hakkına da sahip değiliz. Toplumda huzurun devam edebilmesi açısından Tarihi şahsiyetler üzerinden konuşurken karşılıklı saygı seviyesini elden bırakmamak gerek.