Ömür, Yaşam, Hayat dediğin…
Sınırlanmanın ve sınırlandırmanın olumlu gücüne her zaman inanırım. Olayları ve insanları incecik bir çizgi üzerinde tutabilmek ,hudud kavramının devreye girmesine bir kapı aralarken beraberinde getirdiği düzen sayesinde ilişkiler ve hayatsal kaideler her zaman bir denge içerisindedir.Fakat bu sınırlandırmanın her kavrama tezahür etmesine izin vermek gözdeki perde görevini üstlenebilir.Bunu çokça örneklendirebilirim fakat benim özellikle ele almak istediğim, sınırlandırmanın sınıra dayanması gereken en önemli noktalardan biri olarak gördüğüm “ömür” kavramıyla ilgilenmek istiyorum.
Ömür nedir? Ömrün anlamı
İnsanoğlu için en basit haliyle doğmak, büyümek ve ölünceye kadar ki sürede geçilen zamana verilen addır ömür. Elbette ki her birimizin de bu ömrü sürdürme şekli ve algılama hali bambaşka.Fakat değişmeyen tek bir şey olduğuna eminim o da kaliteli bir yaşantı sürmek. Bu kalıp görünüş itibariyle istek olarak bir fark yaratmasa da aslında kendi içinde çok bariz farklara ayrılıyor. Bireylerdeki kalite algısıyla değişmekle beraber bunu faydalı olabilmekle yan yana koyan ve koymayan ile arasında dağlar olduğunu söyleyebilirim.
Ömrünüzü nasıl geçirdiniz?
Mesela yaşam kimi için yemek ,içmek ,gezmek, uyumak belki kitap okumak (o da favori bir hobi diye) gibi kendisine keyif çattırarak hayatı en güzel bu şekilde yaşayacağını düşünmek ; Kimi için ise tüm bunların yanında yerken ne yediğine ,içerken ne içtiğine dikkat etmekle gezerken eğer ilk defa uğruyorsa o yere şayet asla dinlenmemekle , uyurken kendisi adına en sağlıklı uyku saatini ve aralığını seçmekle ve de tabi ki kitabı bir hobi olarak değil en güzel yoldaş olarak ele almaktan geçer.İşte bu bariz iki ayrımın ilkinde ömrünü sınırlandırarak gözlerini perde bürüyerek kendine verdiği değerden çalarak hayatı yaşıyorum sanarken kaçıranları görürken kıyasımın ikinci bölümünde ömür kavramını enine boyuna ele alanları görüyoruz.
Ömrünüze ömür katın
Kaliteli bir ömür yaşamak
Fikirlerime katılanların azı çoğu pek boynuma asıp gezdiğim durumlardan biri değil ama burada seçilebilecek bir doğru varsa eğer tartışmaya kapı aralamaksızın İlber Ortaylı’nın her cümlesinin hassasiyetle okunması gereken bir kitabından alıntıda da dediği gibi “Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır.İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir.İfadeniz bomboşsa da hiç bir şey yaşamadığınız fark edilir.Bundan kurtulmak mümkündür;yaşayın monotonluktan uzaklaşın,gezin,görün, keşfedin başkalarıyla ilgilenin, okuyun ,sevin.Bunları dolu dolu yapın ki izleri yüzünüze yansısın.Yüzünüz ifadesiz kalmasın.” İfadesine tek bir boyun eğiş ile katılıp ,yaşam kaidelerinin pergellerini açmış kıyasıma da örnek olan bilinçli bireylerdir. Kendinizi sevin. Kendinize değer verin. Ve asla kendinizi kendinizle sınırlandırmayın.