YENİÇAĞ ARAŞTIRMALARI ÜZERİNE
Osmanlı Kuruluş Tarihi Yazarları Serisi
Seri 3
ŞÜKRULLAH
Şükrüllah, kaynaklarda “Ahmedoğlu Şükrüllah” olarak geçmekle beraber doğum tarihiyle ilgili kesin bilgiler ne yazık ki mevcut değildir. Kaleme aldığı “Behçetü’t-Tevârîh” isimli eserinde yaşıyla ilgili bilgi vererek yaşının yetmişi geçtiğini belirten Şükrüllah ayrıca yine aynı eserinde yirmi iki yaşından beri Osmanoğullarına dua ile meşgul olduğunu ve onların hizmetinde bulunduğunu belirtmiştir. Fakat bu bilgilerden farklı olarak eserlerinde nereli olduğunu tam olarak açık şekilde belirtmemiştir.
Her ne kadar nereli olduğu konusunda tartışmalar ve araştırmalar sürerken eserlerindeki bilgiler ışında doğum tarihinin Hicri 790, Miladi 1388 olduğu varsayımlar arasındadır. Özellikle Şükrüllah, “Edvar-ı Musiki” adlı eserinin altıncı varağındaki şiirinde kadim yurdunun Çemişgenek olduğunu belirtmiş fakat bazı kaynaklarda asıl yurdunun Amasya olduğu vurgulanmıştır. “Edvar-ı Musiki”ye göre Şükrüllah’ın Çemişgenek’li olduğu birçok kaynaklarda geçse de, Amasyalı olduğunu iddia eden en önemli bulgular ve kaynaklar Kâtip Çelebi’nin “Keşfü’z-Zünûn” adlı eserinde mevcudiyetini korumaktadır.
Ayrıca Kâtip Çelebi eserinde “Şükrullah İbni’ş-Şehâbî Ahmed er-Rûmî” şeklinde cümle belirtmiş ve bu cümleden yola çıkarak Şükrüllah’ın Amasyalı olduğu araştırmaları ve tezleri zuhur etmiştir. O dönemde “Rûmî” Amasya ve Tokat çevresi anlamına gelmekteydi. Kâtip Çelebi’ den farklı olarak kaleme alınan “Amasya Tarihi” adlı eserde de Şükrüllah’ın yaklaşık olarak 790/1388 yılında Amasya’da doğduğu belirtilmiş ve bu iddiaları iyice güçlendirmiştir. Farklı kaynaklara göre, Şükrüllah’ın 782/1380 yılında dünyaya geldiği belirtilse de yine kaynak ve belge noksanlığı nedeniyle Şükrüllah’ın nerede, ne zaman doğduğu tam olarak bilinmemektedir. Ayrıca Fars dilinde bir genel tarih kaleme alan Şükrüllah, bu eserini vezîr-i âzam Mahmut Paşa’ya sunmuştur. Şükrüllah bu eserde, ilk sekiz bölümünde Âdem’in yaratılışından başlayarak İslam tarihini kaleme almış, daha sonra Yunan filozoflarıyla birlikte dini büyüklerden bahsetmiştir. İran şahları, gayr-i Müslim hükümdarlar, Emevi, Alevi ve Abbasi hanedanları ile Selçuklu hakkında bilgilere de yer veren Şükrüllah, eserin sadece on üçüncü bölümünde Osmanlı hanedanlığından bahsetmiştir. Özellikle Şükrüllah’ın “Behçetü’t-Tevârîh” isimli eseri, XVI. yy. tarihçisi olan Zaim Mir Mehmed’in “Camiü’t Tevarih “isimli eserine ana kaynak olmuştur.
Şükrüllah ise, eserlerini kaleme alırken genel manada Ahmedi’nin “İskendername“ si ve mahiyeti bilinmeyen “Sahihü’t Tevârîh” isimli eserden yararlanmıştır. Şükrüllah eğitim alanında çok iyi bir öğrenci, dinleyici ve uygulayıcıydı. Arap Edebiyatı ve Fars Edebiyatı derslerini genel olarak “Ali Yer Çelebi Bin Mevlana Zeyneddin Siyavuş Çelebi” den, Usûl-i Şer`iyye ve Kelâm derslerini de “Şeyhülislâm Gümüşzade Mevlana Celâleddin Abdurrahman Çelebi” den almıştır. Daha sonra Bursa’ya gelerek “Molla Şemseddin Mehmed Fenâri” nin tedrisatında ilim meclisinde bulunmuştur. Aldığı iyi eğitimin ardından çok önemli çeviriler gerçekleştiren Şükrüllah, II. Murad’ın emriyle Türk Musikisinin temel kitaplarından olan “Safiyüddîn Abdü’l-Mü’min el- Urmevî”nin eseri olan “Kitabu’l-Edvâr”ı Arapça’dan Türkçe’ye çevirmiştir.
Fakat bu çeviri eserinin XV. faslından sonra yazılan bilgiler “Kitabu’l-Edvâr” dan bağımsız olarak kaleme alınmıştır. Sonuç olarak Şükrüllah tarih, din ve musiki alanında çok önemli bilgiler içeren çalışmalara imza atan mühim tarihçi ve yazardır. Kaleme aldığı eserleri sıralayacak olursak başta Behçetü’t-Tevârîh olmak üzere; Menhecü’r-Reşâd Fî Sulûki’l-‘İbâd, Câmiu’d-Da’vâd, Enîsü’l-‘Ârifîn, Kasîde-i Îmâli Şerhi, Fütûhât fi’l-Cifr, Edvâr-ı Mûsikî dir. Bir başka kuruluş dönemi osmanlı tarihçisi Yahşi Fakih ile ilgili detaylı bilgiyi burdan okuyabilirsiniz.
2 Comments
Rabbim sayılarını arttırsın emeğinize sağlık link için teşekkürler,selamlarımla.
Rabbim sayılarını arttırsın emeğinize sağlık link için teşekkürler,selamlarımla.