Tarihi eserlerimize neden sahip çıkmıyoruz?
Bu topraklara ayak basalı 1000 yılı geçmiş. 1000 yıllık tarihimizde birçok boy, beylik, devlet hüküm sürmüş bu topraklarda. Bazıları sadece kurulduğu bölgeye hükmetmiş kimileri de cihana. Oğuzlar, Beylikler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Osmanlılar bu coğrafyada gelip geçmişler tarih sahnesinden. Her fethettikleri bölgeye medrese, cami, hastane, kervansaray, köprü, çeşme gibi halkın faydasına eserler yapmışlar, yaptırmışlar.
Yaptırdıkları tarihi eserlerle bu bölgeye izlerini bırakmışlar. Kullandıkları eşyalardan[çanak, çömlek, kılıç, mızrak, miğfer, tepsi, vazo, heykel vb.] taşınmaz mülklere kadar onlardan geriye çok büyük bir miras kalmış. Bu mirasın bir bölümü savaşlar, istilalar neticesinde yok olmuş. Kalanları da Osmanlı’nın dağılma dönemiyle birlikte hızlı bir şekilde yurt dışına kaçırılmaya başlanmış.
Halbuki tarihi eserlerimize sahip çıkıp devletimizle birlikte gün yüzüne çıkarsak bölge tarih ve kültür turizmi açısından gelişecek. Zamanla Türkiye ve Dünya’daki önemli vakıfların ilgisini çekip koruma altına alınacak. Böylece hem tarihi eseri bulana hemde mahallesine, köyüne, ilçesine dolayısıyla ülkesine ekonomik, kültürel, sosyal açıdan faydası olacak. Yeni iş imkanları ortaya çıkacak. Tıpkı Aydın’ın Karacasu ilçesinde bulunan Afrodisyas Antik Kenti’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil etmesinden sonra bölgenin gelişmesi gibi.
Dünyada en büyük tarihi eser kaçıran devletler
En büyük tarihi eser kaçakçısı devletler sıralamasında İngiltere ve Amerika ilk sırada. Özellikle körfez savaşları sırasında Irak, İran, Filistin savaşı sırasında Kudüs, Suriye iç savaşında Suriye’deki tarihi eserler İngiltere ve Amerika’ya taşındı. Savaşlar, iç savaşlar, olağanüstü haller döneminde işgal edilen ülkelerdeki tarihi eserler işgalcilerin ülkelerine kaçırıldı. Anadolu Ajansı geçtiğimiz günlerde Amerika’da Ortaçağ’a damgasını vuran Selçuklu İmparatorluğu ile ilgili dünyada açılmış en kapsamlı Selçuklu Tarihi Sergisi‘ni gezdi.
Bu tarihi eserler bulundukları yerden kilometrelerce uzaklara beyhude taşınmıyor. Milyarlarca dolarlık müzayedeler, asırlardır oluşturulan tarihi eser karaborsası bu eserleri bulunduğu topraklardan sürgün etmiş. Sadece Anadolu’da değil Ortadoğu’nun her ülkesinde Afrika’da Kafkaslarda, Balkanlarda, Arnavutluk ve Makedonya’da birçok tarihi eser farklı ülkelere kaçırılmıştır. İngiltere ve Amerika dışında tarihi eserlerin Bulgaristan, Almanya, Fransa, Rusya, İtalya, Avusturya, Macaristan, Polonya ve Vatikan gibi ülkelerde olduğu biliniyor. Zaten bu ülkelerin devlet müzelerinde eserler ziyaretçilere sergileniyor. Malesef bazı ülkelerde tarihi eser kaçakçılığı mafyalarının olduğu gerçeğini de unutmamak gerekiyor. Bugün bu coğrafyada yer alan tarihi eserlerin birçoğu Franse Louvre Museum, Londra British Museum, Rusya Puşkin Müzesi ve Berlin Museum’da sergilenmektedir.
Biz halk olarak tarihi eser kaçakçılığını önlemek için ne yapabiliriz?
Tarihi eser deyince aklımıza “hani nerede, hazine, altın, zengin olduk, hemen kazalım, kazma-kürek, define arama dedektörü, köşeyi dönmek” gibi ifadeler geliyorsa hiçbir şey yapamayız. Öncelikle kafamızı değiştirmemiz gerekiyor.
İstanbul Üniversitesi Arkeoloji bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şevki DÖNMEZ, Türkiye’deki yasa dışı tarihi eser piyasasının yıllık 30 ila 50 milyon dolar arasında olduğunu söylüyor. Son 10 yılda 60 müze ve ören yeri soygunu kayıtlara geçiyor. Ayrıca Kültür Bakanlığının çeşitli yerlere yolladığı raporda tarihi değeri yüksek 3 bin eserin çalındığı haberi veriliyor.
Yasadışı kazı yapanlar, özellikle altın peşinde olduğundan değersiz gördüğü her şeye zarar veriyor. Mezar taşlarını kırıp içinde altın arayanlar bile var. Eskişehir’de kaya anıtlar dinamitle patlatılıyor. Bu olaylar bu kadarla da sınırlı kalmıyor.Yurt dışına bir çok eserler kaçırılıyor.
New York Metropolitan Müzesi, İtalya’dan yağmalanan tarihi eserleri iade kararı aldı. Bu karar Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Çünkü Anadolu’dan kaçırılan bir çok tarihi eser, aralarında Metropolitan Müzesi’nin de bulunduğu, yurtdışındaki bir çok müzede sergileniyor. Bu nedenle Türkiye açısından emsal teşkil ediyor. Türkiye Bergama Zeus Sunağından, Cizre Ulucami kapı tokmağına kadar bir çok tarihi eseri geri istiyor. Türkiye’de arkeolojik çalışmalar her yıl başka bir zenginliği gün yüzüne çıkarıyor. Ama bu zenginlik her zaman Türkiye’de sergilenemiyor.
Tarihi eserlere 19. yüzyıldan beri hırsızlar dadanmış durumda. Türkiye gibi tarihin beşiği olan İtalya ve Yunanistan da benzer durumla karşı karşıya. Yüzyılın en büyük tarihi eser kaçakçılığı, İstanbul Paket Posta Merkezi Müdürlüğü’nden 1991’de Avrupa’nın çeşitli kentlerine postayla yapılmış.. Geri dönen iki koliden çıkanlar, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmeye başlanacak.. İstanbul–Münih hattında, Cumhuriyet döneminin en büyük tarihî eser kaçakçılığının PTT üzerinden gönderilen kolilerle gerçekleştirildiği ortaya çıktı. İstanbul Paket Posta Merkezi Müdürlüğü’nden 1991’de Avrupa’nın çeşitli kentlerine postalanan 91 kolide 150 binin üzerinde tarihî eser olduğu belirtiliyor.

Yurt dışına Kaçırılan Tarihi Eserler
Almanya: Boğazköy Sfenksi Bergama-Zeus Sunağı Aphrodisias-İhtiyar Balıkçı Heykeli Konya-Beyhekim Camii Mihrabı Hacı İbrahim Veli Türbesi Troya eserleri
Rusya: Troya eserleri.
Avusturya: Suben sınır kapısında ele geçirilen eserler Üçlü Hekate Heykeli
Abd: Herakles heykeli, Kumluca eserleri.
Danimarka: Diyarbakır Müzesi Sfenks figürini Akşehir Seydi Mahmut Hayrani Türbesi’ne ait sanduka Cizre Ulu Camii kapı tokmağı Nuru Osmaniye Kütüphanesi Kur-an’ı Kerim yaprakları
İtalya: İtalya Interpolü’nce ele geçirilen yazıt.
Fransa: Lidya eserleri
İade Edilen Tarihi Eserler
Amerika: 1676 adet Elmalı sikkesi, 363 adet Lidya eseri, Girlandlı Lahit, Marsyas Heykeli, Aphrodisias Friz Bloku, Erdek açık hava tiyatrosundan çalınan torso (insan gövdesi heykeli), Zeugma mozaiğine ait parçalar ve Divriği Ulu Cami ahşap panosunun 1988 ile 2000 yılları arasında verilen hukuk mücadelesi sonrası iadesi sağlandı. 93 parçadan oluşan Osmanlı giysi koleksiyonu, gemici feneri, Aphrodisias Örenyeri’nden çalınan Meleager başı, kurşun mühür, Atatürk’ün gümüş sigara tabakası, Nuruosmaniye Kütüphanesinden çalınan Kur’an-ı Kerim, Oklahoma eserleri.
Almanya: Boğazköy tabletleri ve sfenksleri, Antiochos baş fragmenti, Henkel koleksiyonunda bulunan eserler, pişmiş toprak heykelciği, mermer kabartma levha, Bremen ve Tutlingen’de ele geçirilen eserler.
İngiltere: Osmanlık Tombağı, İzmir Birgi Aydınoğlu Mehmet Bey Camisi’nden çalınan minber kapısı, Manş Denizi batığındaki eserler, Heathrow Havaalanı’nda ele geçirilen eserler, bronz Dionysos Heykeli.
İtalya: Bronz vazo.
İsviçre: Elmalı sikkeleri, İzmir Müze Müdürlüğü bahçesinden çalınan kadın heykeli, Zürich’te ele geçirilen eserler.
Avusturya: Mermer kadın başı.
Danimarka: Konya Beyşehir Eşrefoğlu Camisi’nin giriş kapısı panoları. Anadolu’ya ait eserlerin iadesini sağlamak için 17 milyon dolar harcama yapıldı.
Son yıllarda özellikle İŞİD, DAEŞ gibi terör örgütleri üzerinden bu tarihi eser kaçakçılığı ortadoğuda yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu eserlerin bazılarının hangi ülkelere kaçırıldığı biliniyorken bazılarının nerede saklandığı akıbetinin ne olduğu bilinmiyor. IŞİD’in işgal ettiği bölgelerde yok ettiği ve kaçırdığı tarihi eserlerin detaylarını buradan okuyabilirsiniz. Ülkemizdeki ve bölgemizdeki tarihi eser kaçakçılığı ile ilgili eminim sizlerin de söyleyeceği çok şey var. Yorum kısmında belirtirseniz kendi çapımızda ve çağımızda farkındalık oluşturabiliriz.